Çocukların Kodlamaya Erken Başlaması İçin 5 Neden
Kodlama, gelecekteki işlerin anahtarıdır, ancak bu, avantajlardan yalnızca biridir.
Teknoloji ve ona güç veren kodlama, hayatımızın neredeyse her alanını yönlendiriyor. Birkaç tıklamayla fatura ödemekten bir müzik çalma listesi oluşturmaya, her yerden çalışmak için hibrit bir araba kullanmaya kadar, etrafımız bilgisayar arayüzleriyle çevrili. Ve kişisel BT teknisyeni olarak çocuklarına güvenen her hayal kırıklığına uğramış ebeveynin bildiği gibi, günümüz çocukları bilgisayarlarla etkileşime girerken keskin bir sezgiye sahiptir.
Ödüller çok olsa da, çocukların erken yaşta kodlamaya başlaması için en önemli beş nedeni burada bulabilirsiniz:
1. Çocuklar yetişkinlerden daha hızlı öğrenir
Daha 12 yaşındaki öğrenciler, okulda Fransızca veya İspanyolca gibi bir dil seçmeleri için yönlendirilir. Onları uluslararası kültürler hakkında daha geniş bir bakış açısıyla donatıyor ve küresel toplumlarda gezinmek için araç setlerine katkıda bulunuyor. Dahası, harika bir zamanlama çünkü çocuklar doğaları gereği dil öğrenmeye programlanmışlar. Bu onların evrimsel yapısında var.
Yetişkinler yeni bir dilin kurallarını ve nüanslarını bilinçli olarak aşılamak zorundayken, çocuklar bunu denemeden bile bilinçsizce edinirler. Bu fenomen hakkında daha fazlasını bu Penn State blogunda okuyabilirsiniz , ancak asıl mesele şu: ergen zihni yeni iletişim biçimlerini anlamakta hızlıdır. Ve kodlamadan daha uluslararası, modern dünyanın altyapısı için kritik ve teknolojik geleceğimiz için daha önemli bir dil yoktur.
2. Kodlamayı öğrenmek akademik performansı artırır
Hem matematik hem de yazma becerileri kodlama ile devreye giriyor. Kodlayıcı, soyut kavramları görselleştirmeli, hesaplamalı düşünmeyi uygulamalı ve anlattıkları “hikaye” hakkında genel bir kavrayışa sahip olmalıdır. Kodlayıcılar sorunları tanımlar, çözümlere çalışır, sonuçları değerlendirir ve kararları gözden geçirir. Kod yazan çocuklar, problem çözme becerileri geliştirir ve direnç geliştirir.
Ayrıca tasarım ve deneme yoluyla yaratıcılıklarını kullanırlar. Ayrıca, kodlamanın arkasındaki kavramlar akıl almaz şeyler değildir. Aksine, grupları sıralamak, saymak, alfabetik sıralamak gibi hâlihazırda yaptıkları işlere güçlü bir boyut katıyor ve bunları kullanabilecekleri gerçek dünya uygulamaları sunuyor.
3. Kodlamayı öğrenmek gelecekteki fırsatların kapılarını açar
Bir filmdeki özel efektlere hayran kaldığımızda veya video oyunu dünyasında kaybolduğumuzda, ekranda hayal güçlerini hayata geçiren kodlayıcıların yani dijital sanatçıların çalışmalarını izliyoruz. Teknoloji her zaman gelişen bir endüstri olmuştur ve öyle olmaya devam edecektir.
ABD Çalışma İstatistikleri Bürosu’na göre , “Web geliştiricilerinin ve dijital tasarımcıların toplam istihdamının 2021’den 2031’e kadar yüzde 23 artacağı ve tüm mesleklerin ortalamasından çok daha hızlı olacağı tahmin ediliyor.“
Kodlama yalnızca eğlence ve medyada kullanılmaz; aynı zamanda finans sektöründe, perakende satışta, sağlıkta, sporda ve bilgisayarların herhangi bir rol oynadığı diğer tüm mesleklerde de bulabilirsiniz. Metaverse‘nin yakında sosyal ve finansal olarak nasıl etkileşimde bulunduğumuzda önemli bir rol oynaması bekleniyor ve %100 koddan oluşuyor.
4. Kodlamayı öğrenmek, çocukları yarının bilimine hazırlar
Pandemi ve yarattığı şok dalgaları, insanlığın ne kadar birbirine bağlı ve birbirine bağımlı olduğunu ortaya çıkardı. Ayrıca önümüzdeki nesilde yüzleşmek zorunda kalacağımız bazı COVID zorluklarını da anlattı. Virüsü izlemekten soyağacının izini sürmeye, verileri analiz etmeye ve olası tedavileri test etmeye kadar, kodlama yeteneği tüm bu iş gruplarını işlemek, görselleştirmek ve paylaşmak için temeldir.
Bir adım daha ileri giderek, küresel tedarik zincirlerini, tıbbi bilgileri ve iklim trendlerini ele almak için makine öğreniminin gücünden ve tahmine dayalı yeteneklerden yararlanmak, aynı zamanda doğru soruları sorma ve bilgisayarlarla iletişim kurma, başka bir deyişle kodlama becerisine de dayanacaktır.
5. Kodlamayı öğrenmek güven oluşturur
Nasıl kod yazılacağını bilmenin getirdiği güçlenme duygusu, çocuklara dijital dünyadan daha fazlasını keşfetmelerine yardımcı olan güven aşılar. Başarısızlığı alternatif çözümleri keşfetmek için bir fırlatma rampası olarak kullanmayı öğrenerek fikirlerinin hayata geçtiğini ve dirençli hale geldiğini görüyorlar.
Karmaşık zorluklar üzerinde çalışırlar, yaratıcı çözümler uygularlar, başarılarını gözlemlerler ve dünyalar yaratabileceklerini fark ederler. Kendilerini farklı uygulama ve oyunların pasif kullanıcıları olarak değil, oyundaki tüm araçları anlayan aktif yaratıcılar olarak görmeyi öğrenirler. Sürekli olarak güncellenen, yeni nesil teknolojiden korkmazlar veya kafaları karışmaz.
Çocuklarımız gelecekte çok büyük zorluklarla karşılaşacaklar. Öyleyse onlara mükemmel fırsatlar sunalım. Gençlerimize kodlamayı öğretmek, bugünün, yarının ve gelecek neslin taleplerini anlama ve bunlara yanıt verme kapasitesiyle geleceğin liderlerini, çalışanlarını ve yaratıcılarını güçlendirmek anlamına gelir.
