Bazı geceler değişik bir uykusuzluk bastırıyor, koyveriyorum radyonun sesini, alıyorum elime kitabı amaç okumak değil vakit geçsin sonra içimdeki çocuk sesleniyor kitabı bırak diye :)
Ve dinleyip onu başlıyorum yazmaya…
Yazıyorum yazıyorum yazıyorum…
Sonrası malum ya arşive atıyorum ya da siliyorum!
Neyse Ceyhun YILMAZ’ın “sensiz harfler” kitabından aklımda kalan şiir ve Cem KARACA’nın o muhteşem eseriyle başbaşa bırakıyorum sizleri…
ISLAK
Elleri olsa o da kapının tokmağına yanaşırdı
Ben uyurken usulca biliyorum
Biliyorum da sen koktuğu için
Her gece yine de ona sarılıyorum
Yalnızım merak etme
Yeni bir “memnun oldum” ziyan etmemek için
Tanışmadım kimseyle
Nasıl bulut yokken yağmurlar yağdırdımsa gittiğinde
Hani bütün sokak duymuştu sensizliğimi
Dönersen eğer
Sırtından beline kadar ıslanacağın bir yağmurun altında
Dudaklarımı ıslatmadan affetmiycem seni
Gecenin nemi mi düşmüş gözlerine?
Ne olur ıslak ıslak bakma öyle
Saçını dök sineme derdini söyle
Yeter ki ıslak ıslak bakma öyle
Sürerim buluttan tarlaları
Yağmurlar ekerim göğün göğsüne
Güneşte demlerim senin çayını
Yüreğimden süzer öyle veririm
Ben feleğin şu çarkına çomak sokarım
Ben feleğin tekerine çomak sokarım
Yeter ki ıslak ıslak bakma öyle…