1. Anasayfa
  2. Hayattan

Hakan Gitti, Peki Biz Ne Yaptık?

Hakan Gitti, Peki Biz Ne Yaptık?
Hakan Gitti, Peki Biz Ne Yaptık?
0

Hayatımızın her anında iletişim kurarak yaşıyoruz. Sokağa ilk çıktığımızda selam verdiğimiz komşumuzdan, markete girdiğimizde ‘Hayırlı İşler’ dediğimiz bakkal amcaya kadar tüm canlılarla iletişim kuruyoruz. Esasen iletişimle yaşıyoruz…

İletişim dediğimiz; Duygu ve düşüncelerin akla gelen her yolla kişiden kişiye aktarılması ve/veya “Kişilerin birbirini anlaması” olarak tanımlanıyor.

Bu yazıma bir hikaye ile devam edeceğim, neden ve sonuçları da hikayeden sonra anlatacağım;

Bir adamcağız kötü yoldan para kazanıp bununla kendisine bir inek alır. Neden sonra, yaptıklarından pişman olur ve hiç olmazsa iyi bir şey yapmış olmak için bunu Hacı Bektaş Veli‘nin dergahına kurban olarak bağışlamak ister. O zamanlar dergahlar aynı zamanda aşevi işlevi görüyormuş. Durumu Hacı Bektaş Veli ‘ye anlatır ve Hacı Bektaş Veli helal değildir diye bu kurbanı geri çevirir.

Bunun üzerine adam Mevlevi Dergahına gider ve aynı durumu Mevlana ‘ya anlatır. Mevlana ise bu hediyeyi kabul eder. Adam aynı şeyi Hacı Bektaş Veli’ye de anlattığını ama onun bunu kabul etmediğini söyler. Mevlana ‘ya bunun sebebini sorar. Mevlana şöyle der:

Biz bir karga isek Hacı Bektaş Veli bir şahin gibidir, öyle her leşe konmaz, o yüzden senin bu hediyeni biz kabul ederiz ama o kabul etmeyebilir.

Adam üşenmez kalkar Hacı Bektaş Dergahı’na gider ve Hacı Bektaş Veli’ye, Mevlana’nın kurbanı kabul ettiğini söyleyip bunun sebebini bir de Hacı Bektaş Veli’ye sorar. Hacı Bektaş da şöyle der:

Bizim gönlümüz bir su birikintisi ise, Mevlana’nın gönlü okyanus gibidir. bu yüzden, bir damlayla bizim gönlümüz kirlenebilir ama onun engin gönlü kirlenmez, bundan dolayı o senin hediyeni kabul etmiştir der.

Şimdi gelelim hikayeyi neden alıntılayıp; üzerine bir kaç kelam isteği duydum…

Geçtiğimiz günlerde İş Sağlığı ve Güvenliği alanında “İş Güvenliği Uzmanı” olarak görev yapan bir uzman meslektaşımız, görev yaptığı inşaatta yüksekten düşme sebebiyle yaşanan “iş kazası” sonucu hayatını kaybetmiştir. Bu durum tüm sektörde kısa zamanda yayıldı ve açıklamalar peşpeşe geldi.

Bu süreçte birlik olalım, tek ses olalım, olay basına yansımıyor; BASIN tarafında birşeyler yapmalıyız vs derken, bir sivil toplum örgütü, bir açıklaması ile kendini TARAF ilan etti farkında olmadan, sonrasında bu hatayı düzeltmek yerine DOĞRUSU budur, işinize gelmiyorsa işte kapı işte SAPI derken; diğer Sivil Toplum Örgütleri de ayrı ayrı TARAFLAR haline geldiler ve sonuç olarak meslektaşımızın ölümü üzerinden reklam yapanlar yaptıkları ile; olayı sosyal medyadan başsağlığı dilemek ve/veya aileye taziye mesajı ile sonlandırdılar ki bu durumdan çıkan sonuçlar bunlar değil; Ana Haber Bültenlerine konu olacak düzeyde bir haber ve ayrı ayrı da olsa basın açıklamaları yapan Sivil Toplum Örgütü Yöneticileri olmalıydı…

Yaşanan üzücü olaya dair hemen herkesin mesajı aynı idi; üzüntü, keder ve işin peşini bırakmayacağız.

Nihayetinde n’oldu?;

Basında 3.sayfa haberi olarak bile yer almadı, Hiçbir STK ORTAK SES açıklaması için çaba sarf etmediği gibi, ayrı bir basın bildirisi dahi yayınlamadı… İSG Sektörü “Sivil Toplum Örgütleri” bir kez daha sııfta kalmışlardır. Sanılmasın ki burada sınıfta kalan yalnızca STK PATRONLARI, bireyler olarak bizler de sınıfta kaldı.

Yazının özünde İLETİŞİM HERŞEYDİR felsefesini aktarmak isteyerek başladım, çok dağutmadan toparlayayım. Bugün yalnızca sektörel değil, genel manada İLETİŞİM zaafiyetimiz var, Telefon ile, Yazılı olarak, Sözlü olarak kendini ifade edemeyen bir bireyler haline geldik.

İş Sağlığı ve Güvenliği alanında yasal oluşumunu tamamlamış 1 Sendika, 3 federasyon ve 76 DERNEK mevcut.

(BKNZ : stk.isgisbul.com ) HİÇBİRİNİN İLETİŞİM Koordinasyonu yok, önemli bir kısmının olsun diye bir çabaları da yok. Dernekçilik oynanıyor; kimisi de bir başka koltuk peşinde…

Ortak Amaca Yürümesi gereken örgütlenmeler; tam da gerektiği anda birbirlerini taşlamaktan geri durmadıkları gibi bunun dışında da bir etki oluşturmuyorlar. Bir gün sektörden birinin ayağına taş değdiği zaman destek alacağı hiç bir kuruluş yok ise; o sektör STK’ları amaçsızca var oluşlarını devam ettiriyor demektir. Burada amaçları doğrultusunda gayret gösteren örgütlenmeleri tenzih ederek bu yazımı burada sonlandırıyorum; daha detaylı bir analiz ve rapor ile temsilcilerin kapılarını çalacağım…

Başka Hakan’lar mağdur olmasın, başka ocaklar sönmesin diye düğününden birkaç gün önce iş kazası sonucu hayatını kaybeden İş Güvenliği Uzmanı Hakan ÜNVER nezdinde tüm görev şehidlerine Allahtan rahmet, kalanlara sabır diliyorum .

Bir kez daha başımız sağolsun…

Hasan YILDIZ, Girişimci. Doktora Öğrencisi. Yazmayan YAZILIMCI. Veri Şeysi. Eğitmen...

Yazarın Profili
İlginizi Çekebilir

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir